Arşiv logosu
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
Arşiv logosu
  • Koleksiyonlar
  • Sistem İçeriği
  • Analiz
  • Talep/Soru
  • Türkçe
  • English
  • Giriş
    Yeni kullanıcı mısınız? Kayıt için tıklayın. Şifrenizi mi unuttunuz?
  1. Ana Sayfa
  2. Yazara Göre Listele

Yazar "Aldağ, Mehmet Ersoy" seçeneğine göre listele

Listeleniyor 1 - 3 / 3
Sayfa Başına Sonuç
Sıralama seçenekleri
  • [ X ]
    Öğe
    Comparison of a novel test (ODAK brucella coombs gel test) with commonly used serological tests in human brucellosis
    (Clin Lab Publ, 2016) Borsa, Barış Ata; Aldağ, Mehmet Ersoy; Yılmaz, Meriç; Dalar, Zeynep Güngördü; Özalp, Veli Cengiz
    Background: Since Brucellosis is difficult to diagnose based on clinical symptoms, the diagnosis mostly relies on the results of serological testing. ODAK Brucella Coombs Gel Test is a novel and rapid gel microcolumn agglutination test which is performed in microcolumns containing gel matrix and Coombs antibodies. In this study, we aimed to compare ODAK Brucella Coombs Gel Test with other commonly used serological tests. Methods: 150 blood samples of patients, preliminarily diagnosed as Brucellosis, were included in this study. Rose Bengal (RB), ODAK Brucella Coombs Gel Test (CGT), Brucellacapt (BCAP), and Standard Agglutination Test (SAT) were performed for all samples. Also, Coombs Agglutination Test (CAT) was performed for all SAT negative samples. 1/160 and above titers were accepted as positive result except RB which is a qualitative test. Results: 100 (67%) out of 150 samples were found positive by RB. All of the 50 RB negative samples were also found negative by SAT and CAT test. However, 2 (4%) and 7 (14%) of them were positive by CGT and BCAP tests, respectively. Additionally, among 100 RB positive samples, only 68, 77, and 87 were positive by SAT+CAT combination, CGT, and BCAP tests, respectively. Conclusions: Currently, CGT is the only rapid (< 1 hour) serological test in which Coombs antibodies are used. Our results showed that negative results of RB, as a screening test, are not reliable enough as compared to CGT. However, positive RBT results confirmed with SAT were almost always, in most of the cases with higher titers, positive with CGT and BCAP. On the other hand, even if SAT is found negative with RB positivity, samples still must be investigated with CAT, CGT or BCAP. Consequently, CGT may be used as a rapid screening test instead of RB and it furthermore has similar sensitivity with the other confirmation tests in which Coombs antibodies are used. Therefore, ODAK Brucella Coombs Gel Test seems to be a very useful diagnostic tool for Brucellosis.
  • [ X ]
    Öğe
    Nadir Görülen Fırsatçı Patojen Bacillus pumilus'un Neden Olduğu Bir Sepsis Olgusu
    (2016) Borsa, Barış Ata; Aldağ, Mehmet Ersoy; Tunalı, Birsen; Dinç, Uğur; Güngördü Dalar, Zeynep; Özalp, Veli Cengiz
    Bacillus türlerinin doğada yaygın olarak bulunması ve kültürlerde sıklıkla kontaminant olarak görülebilmesi, bu türlerin etken olup olmadığı konusunda tereddüt yaratmakla beraber, özellikle risk faktörlerine sahip bireylerde tekrar eden pozitifl ikler söz konusu olduğunda etken olabilecekleri göz önünde bulundurulmalıdır. Bacillus pumilus, nadiren de olsa çeşitli raporlarda sepsis, endokardit, cilt enfeksiyonları ve besin zehirlenmeleri gibi farklı klinik tablolarda etken olarak bildirilmiş bir bakteridir. Bu raporda, immün kompetan bir hastada B.pumilus'un neden olduğu sepsis olgusu sunulmaktadır. Hastanemizin acil servisine baş ağrısı, baş dönmesi ve ishal şikayetleriyle başvuran 38 yaşında kadın hastanın, iki yıl önce geçirdiği kalp kapağı replasmanı dışında herhangi bir risk faktörü yoktur. Başvuru sırasında genel durumu kötü olan hastanın yapılan muayenesinde batında hassasiyet, yüksek ateş ve hipotansiyon tespit edilmiş; sedimantasyon (ESR) ve C-reaktif protein (CRP) değerleri de yüksek bulunan hasta sepsis şüphesiyle yatırılmıştır. Hastadan farklı zamanlarda iki kez olmak üzere üç set kan kültürü alınmış ve BD BACTEC(TM) 9050 sisteminde ikinci günde üreme sinyali alınması üzerine koyun kanlı agar, çikolatamsı agar ve MacConkey agar besiyerlerine pasaj yapılarak aerop ve anaerop koşullarda inkübe edilmiştir. Aerobik kültürde 18-24 saatlik inkübasyon sonunda oluşan beta-hemolitik, gri renkli geniş kolonilerden yapılan Gram boyamada gram-pozitif çomaklar görülmüş; bakteri, BD Phoenix(TM) 100 sistemi kullanılarak %99 doğruluk oranı ile Bacillus pumilus olarak tanımlanmıştır. Bu sonuç, MALDI-TOF temelli VITEK® MS sistemi ve Illumina MiSeq® platformu kullanılarak 16S rRNA dizi analizi ile de doğrulanmıştır. Phoenix(TM) 100 cihazında çalışılan antibiyotik duyarlılık testi sonunda, izolatın penisiline dirençli; vankomisin, eritromisin, klindamisin, levofl oksasin ve trimetoprim-sülfametoksazole duyarlı olduğu bulunmuştur. Hastaya destek tedavisinin yanı sıra ampirik olarak intravenöz seftriakson ve metronidazol başlanmış; tedavinin ikinci gününde tansiyon, üçüncü gününde ise ateş normale dönmüştür. Tedavinin yedinci gününde metronidazol kesilerek tedaviye seftriakson ile devam edilmiş; 14 güne tamamlanan tedavi sonunda ESR ve CRP değerleri normal sınırlara gerilemiş ve hastanın genel durumu düzelmiştir. Sonuç olarak, B.pumilus'un etken olduğu dolaşım yolu enfeksiyonlarının çoğunun kateter ile ilişkili olduğu bildirilmekle birlikte, yapay kalp kapaklarının da, her ne kadar hastamızda vejetasyon saptanmamış olsa da, risk faktörü olabileceği akılda tutulmalıdır
  • Yükleniyor...
    Küçük Resim
    Öğe
    Otitis eksterna ve otitis media hastalarında etken mikroorganizmaların ve antibiyotik duyarlılıklarının belirlenmesi
    (2016) Borsa, Barış Ata; Kaplan, Hasan Hayri; Aldağ, Mehmet Ersoy; Dengiz, Yağmur; Hanay, Arzu; Tandoğan, Berkay
    Kulak infeksiyonları, başta çocuklar olmak üzere tüm yaş gruplarını etkileyebilen ve toplumda sık görülen infeksiyonlardır. Otitis eksterna (OE), dış kulak yolu iltihabı olmakla beraber, özellikle yaz aylarında sıklıkla görülen ve tedavi edilmediğinde ciddi komplikasyonlara yol açabilen bir hastalıktır. Pseudomonas aeruginosa ve Staphylococcus aureus OE olgularından en sık izole edilen etkenler olsa da, başta Aspergillus ve Candida türleri olmak üzere mantarlar da etken olabilmektedir. Otitis media (OM) ise ağrı, orta kulakta iltihap ve sıvı birikimi ile karakterize bir tablodur ve kronikleşen hastalarda tekrarlayan kulak akıntısı ile birlikte kulak zarında perforasyon sık rastlanan klinik bulgulardandır. En sık etken olan mikroorganizmalar, nazofarinkste kolonize olduğu bilinen Streptococcus pneumoniae ve Haemophilus influenzae olmasına rağmen, son yıllarda pnömokok ve H.influenzae tip b aşılarının yaygınlaşması nedeniyle bu bakterilerden kaynaklanan infeksiyonların sayısındaki azalma dikkati çekmektedir. Kronik vakalarda ise en sık etkenler P.aeruginosa, S.aureus ve enterik Gram negatif bakteriler olarak göze çarpmaktadır. Çalışmamızda, kulak infeksiyonu ön tanısı alan hastalardan alınan kulak sürüntüsü örnekleri değerlendirilmiştir. Tüm örnekler % 5 koyun kanlı agar, çikolatamsı agar ve MacConkey agara ekilerek 37?C'de 18-24 saat inkübe edilmiş, üreyen mikroorganizmalar konvansiyonel yöntemler kullanılarak tanımlanmıştır. Konvansiyonel yöntemler ile tanımlanamayan izolatlar için VITEK 2 otomatik bakteri tanımlama sistemi (bioMérieux, USA) kullanılmıştır. İzole edilen suşların antimikrobiyal duyarlılıkları EUCAST (European Committe on Antimicrobial Susceptibility Testing) kriterlerine göre disk difüzyon yöntemi kullanılarak belirlenmiştir. Mikrobiyolojik inceleme amacıyla laboratuvarımıza gönderilen 189 numuneden 118'sinde (% 62.4) üreme saptanmıştır. Üreme saptanan örneklerin 76'sı (% 64.4) OE, 44'ü (% 37) OM ön tanılı hastalar oldukları görülmüştür. Ayrıca kültür pozitif OM hastalarının büyük çoğunluğunun (% 81.4) kronikleşmiş vakalar olması dikkat çekmiştir. OE tanısı alan 76 hastada en sık bulgular ağrı (% 97), işitme kaybı (% 96), kulak akıntısı (% 96), dış kulak yolunda ödem ve daralma (% 96) olarak saptanmıştır. OM tanısı alan 42 hastada en sık rastlanan bulgular ise kulak zarında perforasyon (% 100), ağrı (% 94), kulak akıntısı (% 94), ateş (% 69) ve işitme kaybı (% 54) olarak kaydedilmiştir. Kültür pozitif olan 76 OE hastamızdan izole edilen mikroorganizmalardan ikisi Candida, 13'ü küf mantarı olmak üzere 15'ini (% 19) mantar suşları oluşturmuş; bakteriyel etkenler arasında % 59 ile en sık olarak saptanan P.aeruginosa'yı, S.aureus (% 14) ve Escherichia coli (% 4) suşları takip etmiştir. Akut OM vakalarında etken mikroorganizma dağılımı daha homojen görülmüş olup, S.aureus ve S.pneumoniae en sık izole edilen gelen suşlar olmuştur. Kronik OM etkenlerinin % 54'ü P.aeruginosa, % 26'sı S.aureus ve % 9'u ise küf mantarı olarak tanımlanmıştır. Bir kronik OM'li hastamızda saptanan Kerstersia gyiorum suşu ise MALDI-TOF/MS yöntemi (Bruker Daltonics, İnc.Fremont, CA) ile tanımlanmıştır. İzole edilen bakterilerin antibiyotik duyarlılıkları değerlendirildiğinde; P.aeruginosa suşları arasında kayda değer bir antibiyotik direnci saptanmamış olup, en yüksek direnç oranı % 12 ile piperasiline karşı bulunmuştur. 23 S.aureus suşunun 17'si (% 74) metisiline duyarlı bulunmuş, bu suşlarda en yüksek direnç oranları penisilin (% 59) ve eritromisine (% 47) karşı saptanmıştır. Metisiline dirençli bulunan altı suş arasında (% 36) ise en yüksek direnç oranı eritromisine (% 67) karşı saptanmıştır. İzole edilen dokuz enterik Gram negatif bakteri arasında sadece bir E.coli suşunda genişlemiş spektrumlu beta-laktamaz üretimi tespit edilmiştir

| Altınbaş Üniversitesi | Kütüphane | Açık Erişim Politikası | Rehber | OAI-PMH |

Bu site Creative Commons Alıntı-Gayri Ticari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile korunmaktadır.


Altınbaş Üniversitesi, İstanbul, TÜRKİYE
İçerikte herhangi bir hata görürseniz lütfen bize bildirin

DSpace 7.6.1, Powered by İdeal DSpace

DSpace yazılımı telif hakkı © 2002-2025 LYRASIS

  • Çerez Ayarları
  • Gizlilik Politikası
  • Son Kullanıcı Sözleşmesi
  • Geri Bildirim